SONUNDA KAR YAĞDI...

Sabah böyle başladık, güle oynaya. Yollar bembeyazdı ve arabalar evlerin önünde duruyordu. Kimse arabasıyla işe gitmiyor diye düşünürken, biraz ilerleyince yolların durumundan nedeni anlaşıldı. Bilge' yi kreşe bırakıp, donmamış bir yol bulmaya çalışırken, kaydık ve önceden kaza yapmış araçlara çarparak durduk. İnsanların böyle durumlarda yaptıkları yorumlara deli oluyorum. "Biz sana gelme diye işaret ettik" diyip duran adamlara "olan oldu niye söyleneip duruyorsunuz " diye kızdım. Ordan yürüyerek "kardan kadın "vaziyetinde ofise geldim. Koca kaskonun yollayacağı çekiciyi bekliyor. Bu arada ortada ne polis, ne çekici ne tuzlama yapan birileri. Bir sürü kaza yapmış araç, güya büyük şehirdeyiz , güya başkentiz. Keşke biz de çıkmasaydık evden diye düşündüm, sonra kocaya baktım şaşkın şaşkın bakıyor etrafa. Ne yapsın adam, hayatında ilk kez bu kadar kar görüyor. En çok o sevinmişti sabah karı görünce. Nasıl olsa kasko var o yüzden çok dert etmiyorum, işler aksar diye de dert etmiyorum zaten bu havada bir yere gidilmezdi. Bir tek şu kağıt kürek işleri can sıkıcı. Bir de servisten ne kadar zamanda çıkar bilemiyorum, ama çok büyük bir hasar olduğunu düşünmüyorum. Sağlık olsun, bize bir şey olmadı, bir de Bilge yoktu iyiki arabada. Korkardı eminim. Gene de kafamı kaldırıp etrafa bakınca gördüğüm beyaz görüntü, gülümsetiyor beni...

Yorumlar