MERHABA KAPLUMBAĞA...

Bu sevimli kaplumbağayla pazar günü karşılaştık."Oyuncak Hikayesi 3" filmine gittik, çok güzeldi. Bilge' de, biz de ilgiyle izleyip çok beğendik. Çıkışta yan taraftaki Botanik Parkı' na indik.

Bilge bir sohbet, bir muhabbet ama kaplumbağa pek oralı olmadı. Evdeki su kaplumbağalarıyla kıyaslanınca devasa boyuttaki bu arkadaşa hayran hayran baktık ama çok yaklaşmaya cesaret edemedik:))

Bu güvercin kadar peşinde koşturanı olmamıştı. Bilge ne kadar hoplayıp zıplasa da iplemeyen güvercinin bu davranışını şaşkınlıkla izlemek bana kaldı. Ve bir kez daha söylüyorum "Bozkırın güvercinleri arsız kardeşim":))


Bir de bu boyalı ağaç vardı. Benim de yıllar evvel Nevşehir' de kırmızı boyalı bir ağacın önünde fotoğrafım vardır. Bir de mavi ağacımız oldu...
Bilge pek bir sevdi kendisini, dokundu, konuştu... "niye boyamışlar ki "dedi, "kurumuş, o yüzden boyamışlar sanırım" dedim. O da yerde duran bir ağaç dalı aldı, bu sabah kırmızı sulu boyayla boyuyor:))

Bu kaçıncı "rüzgar lülü"müz bilmem. Ne zaman görsek almak istiyor, ben de itiraz etmiyorum. O kadar rengarenk ve güzeller ki, almak istemesine şaşmıyorum.
Cumartesi günü kendimi mutfağa adadım. Çikolatalı ve vanilyalı dondurma yapma girişimim başarıyla sonuçlandı. Yıldız şeklinde ki kalıplardan sıcak kekleri çıkartmama yardım eden Bilge' yi, çaktırmadan tabaktan kek alırken görmek çok hoşuma gitti. Yanında da yeni yaptığım limonatayı hüpletti. Benim başarısız diye düşündüğüm sönük macaoronları, koca sildi süpürdü:))
"Yahşi Batı" filmini izledik kocayla, eğlenceliydi... Bir de benim yeni başladığım kitabı okuduk birlikte. Sinem Ersever' in "Arıza" kitabı... Önceleri sıkıcı bulduğum kitap, sonradan oldukça komik bir hal kazandı. Yazar akıl hastalıkları tanımılarının yer aldığı DSM-IV kitabından bahsediyor ve yaklaşık 1000 sayfalık kitapta 365 farklı isimlendirilmiş rahatsızlık var diyor. Bunların bazılarını (bize daha bir yakın olanlarını) ufak ufak anlatmış. Bunları okurken kocaya "şizoid" (şizofreniyle alakası yok) teşhisi koyduk. Bana gelince yazarında bir ara bahsettiği "potborik bir hal" var bende de. Biraz ondan, biraz bundan:)) Neyse çok uzattım, güzel bir kitap okuyun diyerek yazımı sonlandırayım...





Yorumlar

  1. O mavi ağacın önündeki poz yok mu? Bu ne güzelliktir, bu ne duruştur canım. Öpüyoruz onu güzel yanaklarından

    YanıtlaSil
  2. Birlikte kitap okumak çok keyifli bir şey. Üzerine konuşacak çok konu çıkıyor hem okuduktan sonra hem de yıllar sonra.

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Umurcuğum, sürekli elinde fotoğraf makinası bir anneyle yaşayınca, çocukta böyle bir hal alıyor sanırım:))
    Sevgili Meltem, çok haklısın böyle paylaşımlar beni çok mutlu ediyor. Bazen saatlerce konuştuğumuz oluyor bir iki satır üstüne...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder