ACAYİP BİR GÜN

 Dün uzun zamandır yaşadığım en acayip gündü. Bilge'nin yıl sonu gösterisinin yapılacağı Yılmaz Güney Sahnesi' nde  prova vardı. İlk kazığı Koca attı, "ben götüremem sizi, kendiniz gidin "dedi. Koskoca başkentte toplu taşımadan bir haber tek canlılar olarak Bilge'yle taksiye bindik. Paratoneriz ya, garip bir taksiciye denk geldik. Maltepe'ye gideceğiz, "nerdeki", diyor," hani eskiden pazar vardı, cami var, bir avm var ya sen oraya kadar götür biz gerisini buluruz" diyorum. "Doğal gaz satılan yer mi" diyor, ayy ayyy sinir ettin amca beni diyemiyorum, telefonun nevigasyonunu açıyorum, amca bir haber, nevigasyon "hedefe vardık"diyor, bizimki hala devam ediyor. En son durdurup, kendimizi dışarı atıyoruz. Avm karşıda, cami yanında, tiyatronun da tarife göre karşıda olması gerek ama hangi karşı acep. Yoldan geçen gençlere soruyorum, garip garip  yüzüme bakıp kikirdiyorlar. Kursun sahibi Ş. arıyorum telefonu açmıyor. Kızın doğumuna az kaldı, niye açmıyor ki doğruyor mu acaba:)) (lavabodaymış), başka bir veliyi arıyorum, öyle bir tarif ediyor ki, nevrim iyice bir dönüyor. Fakirin sadakası umuttur diyerek yaşlıca bir adamcağıza soruyorum."Bilmez miyim kızım dosdoğru gidin diyor".  Miyopluğumu inkar etmeden gözlüğümü kullansam, karşıya baksam zaten görecekmişim. Neyse gidiyoruz, bizim kız bülbül edasına bürünüyor." Yılmaz'ın sahnesi mi burası? Yılmaz da bura da mı?" "Ahhh keşke" diyorum" keşke burada olsaydı " Tiyatrodan içeri giriyoruz ikizlerle anneannelerini görüyoruz, yaşasın tanıdık birileri. Onlarla konuşurken başka bir hanım ve kızı bana bakıp gülümsüyorlar. Selam verip "siz demi bizim kurstansınız "diyorum Hanım "aa nasıl tanımadınız ben sizi hep görüyorum, üzerinizde önlük resim yapıyorsunuz ya", hafiften mahçup  kıvırıyorum bilemedim sanırım diye. Israrla "ama nasıl olur hep selamlaşıyoruz ya" gözüme tüküreyim diyemiyorum, "isimleri zaten hatırlamıyorsun yüzleri unutma bari " lafı değiştireyim diye bir gayret "dışarıda bir tabela bile görmedim" diye gelişimin zorluğunu anlatayım diyorum, bizim ki "aaa nasıl olur kocaman tabela var ya " diyor "Aaaa imdaaat "diyeceğim anneanne yardımıma yetişiyor. Konu değişiyor, derken prova başlıyor.  Kızlar şakın, hoca çıldırmış vaziyette, bizler gülmekten kırılıyoruz. Çıkışta bir arkadaş Bilge'yle beni Sıhhıye' de indiriyor. Ben yine nasıl gideceğiz diye safa bağlamışken, Bilge "aşağıya inelim şuradan" diyor. Allah'tan bildik yerler, havada bir güzel yürüyelim diyoruz.
" Fotoğrafımı çek, fotoğrafı mı", 
çektim tamam
" Heykeli aldın mı heykeli"
aldım, aldım...
"Bir daha çek, bir daha"
"ayyyyyyyy yangııın varrr" dedim ya,
 yağmur başladı. Koştur koştur eve geldik:)) 
Milletin çocuğu yorgun olunca uyur, bizimki inat etti uymadı, sabah da doğal olarak kalkamadı. Zaten sabah başka bir mevsime uyandık sanki, bildiğin kış havası. Şikayet etmeyim diyorum ama bu kadar dengesizlik bünyeme iyi gelmiyor. Bilge'yi okula, Koca' yı işe yolladım. Bense hiç bir şey yapmak istemiyorum. "Aaa nasıl olur" demeyin sakın:))



Yorumlar

  1. sen ilk başta eşinde kalmış aklın.
    bozulmuşsun biraz:)
    bu yüzden günün hep ters gitmiş ama sonu iyi olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet doğru tespit, her şeyin sorumlusu Kocam:)) Bir de akşam pişkin pişkin gösteri nasıl geçti demez mi, prova olduğunu duyunca pek üzüldü:))

      Sil
  2. Şu an da aynı moddayım, hiç birşey yapmak istemiyor canım. Bön bön bakıyorum etrafa.
    Bilge'nin resimlerine bayıldım.

    YanıtlaSil
  3. Yıl sonu gösteri telaşları, bizim kide haftaya cuma... heyecanlıyız.
    Bol bol fotograf ve ayrıntı istiyorum sizden, farklı fikirler ekleyeyim arşivime...

    YanıtlaSil
  4. kokoş bilge pozlarına bak :) güzelce dinlen valla hava burada da berbat :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nesrinciğim dinlendim sayılır hava hala çok kötü:((

      Sil
  5. Havalar her yerde aynı soğukkk... Gösteri telaşı bu kadar zormu oluyor bizimki 9 haziranda ve ilk gösterimiz heyecanlandım şimdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ballı Lokmam hoş geldiniz. Bu bizim ikinci gösteri olacak, geçen seneki çok güzeldi. Her şeyi öğretmenlere ve çocuklara bırakmak gerek, inan sonuç çok güzel oluyor, sizinki de güzel geçer inşallah.

      Sil
  6. Evet,bi daha çek,bi daha :))

    YanıtlaSil
  7. Yıl sonu yaklaşınca gösteri telaşları başlıyor.Bilge'nin pozlarına bayıldım bu arada.Maşallah kuzucuğa:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında telaşı hep biz veliler yapıyoruz:)) teşekkür ederim güzel sözlerin için.

      Sil
  8. Ayni bensin:)) Kat'iyyen tarif üzerine yer bulamam. Bir de ''eyvah, bulamayacağım'' paniğine kapılıp, gözümün önündekini görmem. İnsanları da en az 3 kez görmeden,iyice konuşmadan sokakta görsem filan tanımam:))) Bilge'ye başarılar. Eminim en cimcimeleri odur:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nedret Abla ben kendimden ciddi ciddi şüpheleniyordum sen böyle yazınca rahatladım, tam yazdığın gibiyim:))

      Sil
  9. gerçekten acayip bir günmüş.sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen acayipti etkisi iki gün falan sürdü:))

      Sil
  10. Sevdacığım dikkat eksikliği bu, ya da kafanın çok dolu olmasından kaynaklanıyor. Birden çok şey düşününce sonunda alıklaşıyorsun. Bankada çalıştığım yıllar seminere giderdik, herkes ismimle hitap ederdi şubeme kadar bilirdi o kalabalıkta, ben kendime sayar söverdim birini hatırla bari Allahın kulu aptal aptal bakma diye diye. Emekli olduktan sonra da uzunca devam etti,karşıdan bana doğru elini kolunu sallayarak gelen insanlara tereddütle bakardım, Allahım sen mi derdim siz mi derdim, sarılır öper miydim elini mi sıkardım diye ezilir büzülür ilk tepkilere bakarak hareket ederdim yani adam sarılıp öpse tereddütsüz bende karşılık vereceğim durum o kadar vahim yani, neyse ki geçti yoksa çok sinir bir durum. Ama yön konusunda çok iyiyimdir, hiçbir yerde kaybolmam oysa çokta isterim bilmediğim bir şehirde kaybolabilmeyi:))Ankara da taksiciler özellikle yapıyorlar bunu, Gar'dan Yenimahalleye Çankaya üzerinden gitmiştim bir arkadaşımın ben biliyorum askerliğimi Ankarada yaptım demesi sayesinde gece vakti 1 saat Ankara havası aldırılarak:))
    Bilgecik çok tatlı, böyle rahat pozlar veren bir çocuk elinin altında ya çok şanslısın. Bizimki ucundan benzese diyorum her resmine baktığımda hayran hayran ama hiç ümit yok kırıntı kadar bile:( Kırma hevesini bol bol çek resimlerini çok cabuk büyüyorlar nasılsa:))

    YanıtlaSil
  11. Fiamma aynen dediğin gibi kafamın içi o kadar dolu ki, önemsiz bilgi diye atıyor bir tarafa sanırım:)) Ankara'yı gerçekten öğrenmek için burada doğup büyümek gerekiyor sanırım.Yıllarca deniz olan bir şehirden gelince yön duygum altüst oldu burada. Planlı bir yere giderken sinir bozucu oluyor ama keyfe keder bir günde kaybolmak da dediğin gibi güzel oluyor. Bilge' nin pozlarına gelince hiç doğal halini yakalayamıyorum, hep bir artistlik haller:))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder