SABAH SOHBETİ

Sabah sabah kimi buldum sohbet etmek için dersiniz? Sabah kalktım altıbuçuk gibi, düştüm yola. Yürüyüş yaptığım yere doğru giderken köşedeki binanın yıkıldığını fark ettim. Ne vardı burada daha önce diye düşünürken hatırladm. Ufak bir bakkal ve her daim tesbih çeken amcalarla dolu bir kahve vardı. Nereye gidiyor artık amcalar acaba? Bulmuşlardır bir yer, benim bildiğim enaz iki yer var oraya yakın. Ama yazık senelerin alışkanlığı vardır belki, oturduğun masanın, sandalyenin, gördüğün manzaranın alışkanlığı. Aman neler düşünüyorsun, alışırlar, insan nelere alışmıyor ki... O zaman fark ettim sabahları kendimle bolca konuştuğumu. Düşünmeden, hesaplamadan, çekinmeden. Yanında birileri varsa kendinle bu kadar keyifli konuşamıyorsun zaten. İşin büyüsü yalnız olmakta. Sohbet nereden başlayıp nerelere gidiyor hiçdikkat ettiniz mi? İnsan kendine daha samimi oluyor sanırım. Ne kadar bağırsa, ne kadar küfretse sorun olmuyor. Bir gün önceden ya da akşamdan takılmış bir konu yoksa gündemimde, başlıyorum gördüklerimle ilgili konuşmaya. Kulplar da takıyorum, öykülerde uyduruyorum, biliyorum ki bunları başka birisiyle konuşsam bu kadar keyif vermeyecek.  Sabah yürüyşleri özellikle bu sohbetlerle daha kıymetli oldu benim için. Üstelik bu sabah üşüdüm ve dedim ki "hım hava normale dönüyor sanırım".
 Fotoğraf ne alaka derseniz Sinop' ta çekmiştim, güzel bir kare diye düşündüm.
Burası kalabalıklaşmaya başladı, hadi ben kaçayım:))

Yorumlar