Günler geçiyor


Dün okulun çıkış saati yaklaşırken Bilge' nin kuzeniyle yola koyulduk. Bir güzel ıslandık. Tam "ahmak ıslatan" şeklinde:)) Gökyüzü bir harikaydı bu arada. Okula girdik Bilge' yi aldık, gözlerimizi kırpıştıran bir güneş vardı. Hemen güneş gözlüklerimiz taktık. Yemek yemeye gidelim dedik. Yolda tekrar yağmur başladı:))
Yemek yedikten sonra ufak çaplı alışveriş yaptık. Kuzeni metroya bırakıp eve döndük. Bilge ödevinin başına oturdu.Ben hafta sonu aldığım kitabımı elime aldım.

Aydın Boysan'ın "İstanbul' un Kuytu Köşeleri".İstanbul' a ne zaman gitsem hep tedirgin oluyorum. Sebebini önceleri ilk gidişimin 17 ağustos depremine denk gelmesindendir diye düşünüyordum. Ama öyle değil. Çok kalabalık, insan seli, araba seli ve hep bir uğultusu var sanki. Orada yaşayanlara hep bir şaşkın bakıyorum. Ama arkadaşlarımın anlatımlarıyla, fotoğraflarıyla, okuduklarımla, şiirleriyle seviyorum İstanbul' u. Bu kitapsa Aydın Boysan' ın anılarıyla ve eski İstanbul fotoğraflarıyla dopdolu bir kitap, yani sevdim. Dün gece yarıladım neredeyse. İnsanın insana, doğaya, yaşadığı kente yaptığını hiç bir canlı yapmıyor, bunu bininci kez daha anladım. Ne fena bir türüz.
Bu sabah güneşli bir Ankara sabahına uyandık. Ağaçları çiçekli gördükçe içim cız ediyor. Birde söyleniyorum "ne aceleniz vardı" diye, ağaç ne yapsın?
Bugün okul çıkışı ÇSM' de BRHD' nin resim sergisine gideceğiz. Her sene kaçırmıyorum. Fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla harika bir sergi, keyifli olacak diyor ve kaçıyorum, iyi bakın kendinize...
Not. Atlı karınca fotoğrafı ne alaka derseniz, pek güzeldi derim:))

Yorumlar