Hafta Sonu

 Erkenden uyandım bu sabah. Herkes uykuda... sabah serinliği havaya hakim. Günlerdir o kadar sıcak ki, bu zaman dilimi çok kıymetli... Cumartesi Bilge "sinemaya gidelim" dedi. Öğle vakti çıktık evden.
 Yolda apartman bahçesinin parmaklıklarından kafasını çıkartmış küçük bir güne bakan gördük. Bilge biraz sohbet etti onunla. Sonra sinemanın yakınındaki çok kalabalık olmayan alışveriş merkezine uğradık. Yemek yedik, gereksiz bişiyler aldık. Film saati yaklaşınca sinemaya geldik. " Kahraman Şövalye Justin" komik bir filmdi, 3D kalitesi çok kötüydü, filmin sonuna doğru burnumun sızlamasına dayanamayıp, gözlükleri çıkarıp izledim. Salon yine morg havasında, buz gibiydi ama hazırlıklı gitmiştim, Bilge rahat etti. Bu kadar şikayet edip, her seferinde aynı sinemaya gidiyoruz farkındayım ama bize en yakın sinema orası olduğu için tüm bu eziyetlere katlanıyoruz.
 Pazar günü geç kahvaltı yaptık. Hava sıcak olduğu için ne yapacaksak akşam üzeri yapalım dedik. Kafamızda Mogan' a gitmek, bisiklet sürmek gibi sevimli düşünceler vardı ama akşam yemeğinden sonra hiç birini gözümüz yemedi."Yürüyüş yapalım" bari dedik. Kuğulu Park' a gittik. Aman nasıl kalabalık, herkesler bizim gibi düşünmüş olmalı. Oyun parkında Bilge hoplayıp zıplarken, ipinden boşalmış gibi saçma sapan hareketlerle ona eşlik eden çocukları, sanki ileri tuşunda basılı kalmış gibi endişeyle izlerken,korktuğum başıma geldi.
Çocuklardan birisi Bilge' ye çarpmış. Gözyaşları eşliğinde parktan çıkıp karşıdaki büyük kitapçıya girdik. Dinazordan robota dönüşen saçma sapan bir oyuncak alarak kendine geldi. Dönüş yolunda yokuş tırmanmak çok fenaydı. Koca' mın " taksiye binelim "önerilerimi geri çevirerek verdiğimiz kalorileri dillendirmesi ise bir işe yaramadı. En son yeni açılan bir halı sahanın önüne kendimi atıp, sonunda esen rüzgara kendimi bırakarak, dinlendim. Eve döndüğümüzde anında sızmışız:))
Okuma grubuna ara vermiştik, herkes tatilde diye. Eylülde tekrar başlayacağız. Kitabı belirlemişler. Jose Saramago' nun "Kabil" i okunacak. Daha önce okumadığım bir yazar. 1998 Nobel Edebiyat Ödülü almış. İlk yirmi sayfayı okudum ama sanırım sevmedim. Ağdalı cümleler beni çok yoruyor, bakalım bitirince yazarım. Kalkıp kahvaltıyı hazırlayayım bari. Güzel bir haftamız olsun...

Yorumlar

  1. Ben epeydir sinemaya gitmediğim için dün akşam ters köşeye yattım, Metehan bayağı üşüdü, ikinci yarı klimayı kapattırdık neyse ki... Yani kışın cehennem sıcağı yazın da alaska soğuğu yapan mantığı anlayamıyorum...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder