Hafta sonu

 Cumartesi sabah kalktığımda manzara ilk fotoğraftaki gibiydi. Gece kar yağmış, uzun süre tutmadı ama hava çok soğuktu. Kahvaltı sonrası  yollara düştük, Bilge' nin ingilizce kursunda veli toplantısı vardı. Öğretmen "şöyle de yapın, böyle de yapın" derken kafamın içinde Bilge' nin diğer öğretmenleri de dolanmaya başladı. Okul öğretmeni "ama çok düzensiz, yazısı çok kötü "derken, keman öğretmeni"sesleri temiz çıkartmasına dikkat etmelisiniz" diyor müzik kulağı olmayan bana, ardından teakwandoo hocası "devamsızlık yapmayın ama" diye kaşlarını çatıyor.İngilizce öğretmenine dönüyorum tekrar "İngilizce görerek değil, duyarak öğrenilir, bol bol alt yazılı film izleyin" oldu canım, hepinize oldu, hepsini yaparız teker teker...Bazen diyorum ki "iyi ki çocuk bunları benim kadar ciddiye almıyor" neyse bu arada toplantı öncesinde anneme doğum günü hediyesi ne alsam diye dolanırken belim tak diye kitlendi. Poşetlerimi alıyordum. "Ah" dedim. Yavaşça hareket etmeye çalışırken bir "kıt" sesi duyarak doğruldum.
 Pazar sabahı kahvaltı sonrası Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi' nde "45. BRHD Sergisi " vardı, ona gittik. Ankara' ya taşındığımızdan beri bu sergiyi sabırsızlıkla beklerim ve hiç kaçırmam.
 Bu seneki sanki özensiz geldi bana, yamuk yumuk duran tuvaller, çerçevesinden çıkmış resimler. Ama yine de çok güzel eserler vardı. Bilge bol bol fotoğraf çekti. Ben katalog aldığım için fotoğraf çekmekle uğraşmadım. Geçen yılki heykeller muazzamdı, bu sene hayal kırıklığına uğradım Ama yinede görülmesi gereken bir sergi Ankara' da yaşayan arkadaşlar kaçırmayın derim.
 Bu arada benim belim yine kötü oldu ama yine de CerModern' e geldik. İyi ki de gelmişiz.Kaçırsam üzülürdüm. İhsan Oktay Anar' ın "Puslu Kıtalar Atlası" adlı romanı,İlban Ertem' in çizimleriyle, çizgi roman haliyle can bulmuş.Çokta güzel olmuş. Kocaman panolarda çizgi romandan sayfalar, açıklayıcı bilgiler, Ertem' in eskizleri... çok güzeldi. Bu arada harika bir müzik kulaklarımı doldurdu. Bir süre İlban Ertem' in çizgi roman serüvenini anlatmasını, oturup büyük ekrandan izledim.Beş yılda bitirmiş bu projeyi, dönemin günlük yaşamı için özellikle Fransız arşivlerinde yeterli bilgiye ulaşabilmiş. O kadar samimi geldi ki anlattıkları hele bir de çalışma odası olduğunu düşündüğüm fırçalarla, boyalarla dolu odasında konuşurken dinleyince, bir gün önce imza gününe gitmediğime çok üzüldüm. Sanırım 26 Nisana kadar sergi açık, mutlaka görülmeli.
Bu arada CerModern' de girişte Nuri Bilge Ceylan' ın "Panoramik Bakış" adlı fotoğraf sergisi vardı. Gerçekten filmlerinde olduğu gibi etkileyici yavaşlığı hissettiren fotoğraflardı. Başarılı yönetmeni fotoğraf konusunda da alkışlamak gerekiyor. Keyifle gezdik sergiyi.

Delal Arya' nın "Pera Günlükleri" nin dört kitabını da bitirdim. Beşinciyi sabırsızlıkla bekliyorum. Ölmeden önce yapılacaklar listeme "İstanbul Pera Palas' ta bir gece olsun kalmak" maddesi eklendi. Kitap yazmak, romansa özellikle kurguyu oluşturmak bana hep çok zor gelmiştir. Bu kitapları okuyunca çocuk kitabı yazmanın çok daha zor ve daha özenli bir iş olduğuna karar verdim. Yazar gerçekten İstanbul üzerine derin bir bilgi birikimine ve harika bir hayal gücüne sahip.

Belime gelince voltaren patch yapıştırdım, iyi geldi. Hareketlerimi elimden geldiğince yavaşlattım. Haftayı umutsuz kapatmıştım ama sanata, kitaplara  sarılmak bir nebze olsun iyi geldi. Keyifli bir hafta olsun, azıcıkta sıcak olsun...

Yorumlar

  1. İstanbul'da bugün bile havanın durumu bildiğin Ocak-Şubat kıvamında. Vallahi siz yine iyi gezmişsiniz havaya inat :)
    Bu arada veli toplantısına katılmayan anneler var ya ben gün geçtikçe kendilerine hak veriyorum , çünkü öğretmenler de bence çığrından çıktı artık. Bu çocuk hepimizi aynı anda nasıl memnun edecek , hadi etti kendisi mutlu olmaya nasıl vakit bulacak demiyorlar.
    Bu arada çoook geçmiş olsun sana da canım.

    YanıtlaSil
  2. Sanat insanı mutlu ediyor:-)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder